Köşe Yazıları \ Sizi, yakın gelecekteki bir azapla uyardık !..

Sizi, yakın gelecekteki bir azapla uyardık !..

“Sizi, yakın gelecekteki bir azapla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkârcı da:  “Keşke toprak olaydım”  der.” (Nebe’ 40)

           
 Çünkü biz sizi yakın bir azap ile uyarıyoruz. Yakın bir azapla. Dünya azabıyla yakın, ya da ahiret azabıyla yakın. Çünkü o da gelecek olduğu için yakındır.      
 
 Ama siz bilirsiniz! İsterseniz anlayın, isterseniz anlamayın! İsterseniz ilgilenin, isterseniz ne yaparsanız yapın! Ama bilesiniz ki o gün insanoğlu elleriyle yaptıklarına şöyle bir bakacak. Ne etti? Neydi ortaya çıkan? Ona şöyle bir bakacak. Amellerine, yapıp yapmadıklarına bakacak. O ortamda tabi mü’minler sevi-necekler, coşacaklar. Hâkka suresinde anlatıldığı gibi, “Ben zaten bunu ümit ediyordum! Ben zaten bunu bekliyordum! Ben zaten hayatımı buna bina ediyor ve bugünün heyecanıyla ya-şıyordum!” diyecekler. Ama kâfir de diyecek ki: Eyvah! Nolaydı keşke toprak olsaydım! Diye-cektir. Keşke toprak olsaydım! diyecekler. Anlayabildiğimiz kadarıyla:
         
  1- Hesabın, kitabın korkunçluğunu görünce, amellerinin, hayatlarının, hayat programla-rının kitaba uygunsuzluğunu görünce kâfirler diyecekler ki, bugün ne cennet ne de cehennem görmeden hayvanlar gibi keşke toprak olsaydım! diyecekler. Çünkü o gün hayvanlar da dirile-cek ve onların hesabı, kitabı kolay bitecek. Çünkü onlara: Sizi insanlar için yaratmıştım! diyecek Allah, onlar da toprak olacaklar. Onların böyle kolay bir hesapla işlerinin bittiğini gören kâfir de böyle diyecek. Keşke bizler de hayvan olsaydık da hesabımız böyle kolayca görülseydi, diye-cekler.
           
 2- Veya “keşke dünyada hayvan olsaydım da, mesul olmadan yaşasaydım ve bugün şu hayvanlar gibi toprak olsaydım!” diyecekler.
         
 3- Veya bu sözü söyleyen kâfirler şöyle söylüyorlar: “Keşke Adem gibi olsaydım! Keşke topraktan yaratılan Adem’in yerinde olsaydım, Adem’in yolunda olsaydım da kurtulsaydım! Keş-ke ateşten yaratılan şeytanın safında değil de topraktan yaratılan Adem’in safında olmasay-dım” diyecekler. Çünkü onlar ateşten yaratılan İblis peşinde koşarken sonunda soluğu ateşte aldıklarını anlayınca, “eyvah!” diyecekler, “biz ateş üstündür zannediyorduk!” Meğer ne korkunç bir şeymiş bu! diyecekler.
 
 Unutmayalım ki Adem secde eden, Şeytan da secde etmeyendir. Şeytan secde etmeyenlerdir. Şeytan kıyâmete kadar secdesizlerin, secde etmeyenlerin lideri, temsilcisi ve sembolüdür. Yâni secde Allah’tan intikal eden her bir emir karşısında boyun eğmektir, Allah’ın her bir emrine boyun bükmek, bel kırmaktır. Allah’ın her emrine kabul demektir. Tamam ya Rabbi! Kabul ya Rabbi! Duydum ya Rab-bi! Anladım ya Rabbi deyip ondan intikal eden her bir emri uygulamaya koymak demektir. 
 
Namaz secdesi değildir tabii bu. Allah’tan intikal eden her bir emir karşısında yapılacak secde. Tamam Ya Rabbi! Anladım ya Rabbi! İnandım ya Rabbi! Kabul ya Rabbi! diyerek kişinin Allah’ın emirlerine boyun bükmesinin teslim olmasının, iman etmesinin ve uygulamaya koymasının adına secde denir. Meselâ hangi emri aldık Allah’tan? İlmin farziyeti emri mi? Kitabını ve elçisinin sünnetini tanıma emrini mi?
 
Çocuklarımızın müslümanca eğitimi emrini mi? Ayetlerinin ve arzularının hayatımıza hâkim kılınması emrini mi? Onun istediği biçimde giyinme emrini mi? Hayatımızın kazanma ve har-cama biriminde sadece Onu dinleme emrini mi? Hangi emriyle muhatap olursak olalım tamam ya Rab-bi! Anladım ya Rabbi! İnandım ya Rabbi! Amenna ya Rabbi! Hemen uygulamaya koyuyorum ya Rabbi! Hemen hayatımı onunla düzenliyorum ya Rabbi! Bu imanımı hemen amel olarak hayatımda görün-tü-lüyorum ya Rabbi! diyerek hemen Ondan bize intikal eden her bir emri uygulamaya koyuyorsak, he-men duyar duymaz meselâ ilim öğrenmeye başlı-yorsak, duyar duymaz hemen kılmaya, tutmaya, ör-tünmeye başlıyorsak; bilelim ki biz tıpkı melekler gibi Allah’a secdeyi gerçekleştiriyoruz demektir.
 
Ama Allah’tan bize intikal eden her bir emir karşısında ukalalık eder, duymazdan gelir, yok farz eder, Allah’ın böyle bir emri yok farz eder, savsaklar ve hemen uygulamaya koymazsak o zaman da biz şeytanın safında yer alıyoruz, secdesizlik yapıyoruz secdeyi terk ediyoruz demektir. Namaz emri böyledir, tesettür emri böyledir, zekât emri böyledir, ilim emri ve tüm emirler böyledir.
          
4- Veya bu sözü söyleyen kâfir şeytandır da denmiş. “Keşke toprak olsaydım! Keşke topraktan yaratılan Adem’e karşı ateş özelliğimle karşı gelmeseydim! Keşke topraktan olan Adem şahsında Rabbimin emrine asi gelmeseydim!” diyecek şeytan. Rabbim bizi bu sözü söyleyenlerden etmesin. Selam ve dua ile…
                                
   Ali Küçük

 

 

 


Paylaş

Ziyaretçi Defteri

    Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak için ziyaretçi defterini kullanabilirsiniz.

  • Deftere Yaz / Oku