Köşe Yazıları \ Şüphesiz ki küfredenlere de şöyle seslenilir..

Şüphesiz ki küfredenlere de şöyle seslenilir..

“Şüphesiz ki küfredenlere de şöyle seslenilir: “Muhakkak ki Allah’ın gazap-lanması sizin kendinize gazaplanmanızdan daha büyüktür. Çünkü sizler imana çağ-rıldığınız zaman küfrediyordunuz.” (Mü’min 10)         
                                                                                              
1: Anlayabildiğimiz kadarıyla bu ayet-i kerimede anlatılan şudur: Ey kâfirler! Sizler dün-yada iken sizi hakka, İslâm’a, Allah’a kulluğa çağıran peygamberlere karşı, müslümanlara karşı kızıyordunuz, gazaplanıyordunuz. Halbuki Allah size, sizin onlara gazaplanmanızdan daha fazla gazaplanıyordu. 
 
2- Dünyada iken sizler, sizi İslâm’a çağıran, namaza, tesettüre, hayatınızın tümünde Al-lah’a kulluğa çağıran kişilerin çağırdıkları şeylerin çok çirkin, çok kötü şeyler olduğunu zannedi-yordunuz ve onlara icâbet konusunda gazaplanıyordunuz ya, halbuki Allah sizin onlara gazap-landığınızdan daha çok sizin içinde bulunduğunuz küfrünüze gazaplanıyordu. Yani sizin namaza gazaplandığınızdan daha çok, Allah namazsızlığınıza gazaplanıyordu. Sizin tesettüre gazaplan-dığınızdan daha çok, Allah sizin tesettürsüzlüğünüze gazaplanıyordu.  
 

3- Ya da ey kâfirler! Şu andaki durumunuza kızıyorsunuz, cehennemin berzahına yuvar-lanmanıza, ateşle kucaklaşmanıza gazaplanıyor ve kahroluyorsunuz. Sizler şu anda azabı gö-rünce dünyada sizi imana çağıranlara karşı küfürle karşılık veren nefislerinize, tutumlarınıza, ta-vırlarınıza kızıyor, gazaplanıyorsunuz ya, halbuki Allah sizin şu anda bu durumunuza gazap-lanmanızdan daha çok sizin dünyadaki durumunuza gazaplanıyordu deniyor. 

Cehennemi boylayan kâfirler iki sebepten dolayı kendi kendilerine kızacaklar, gazaplana-caklar: 
 
a. Dünyada iken inkâr ettikleri, reddettikleri cenneti, cehennemi, azabı, ikabı, tüm gerçek-leri gözleriyle görünce kendi kendilerine kızacaklar, gazaplanacaklar. Vay biz ne yapmışız! Biz ne akılsız insanlarmışız! Rabbimiz bize karşı sonsuz rahmet ve merhameti gereği bu kadar aye-tiyle bu cenneti, bu cehennemi anlattığı halde dinlemeyerek, kulak vermeyerek ne aptalca bir ha-yatın adamı olmuşuz! Diyerek hasret ve pişmanlıklar içinde mahvolacaklar, kahrolacaklar. 
 
b. Dünyada bu konuda başkalarına tabi olanlar, kendilerini cehenneme sürükleyen bu tabi oldukları önderlerinin kendilerini yüzüstü terk edip, ortada bıraktıklarını görünce, onlara ga-zaplanacaklar, kahrolacaklar. Onlarla dünyada hiç tanışmamış olmayı, hayatlarının onlarla hiç kesişmemiş olmasını ya da onlarla kendileri arasında doğu ile batı arası kadar bir mesafenin ol-masını temenni edecekler. 
 
Meselâ bu konuda, kendilerinin sapması konusunda yeryüzünde en etkili varlık olan şey-tanın o saptırdığı, yoldan çıkardığı kimselerin karşılarına geçip uzunca bir hutbe irad edip ve hutbesinin sonunda da: 
 
“İş olup bitince, şeytan: “Doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfusum yoktu; sadece ça-ğırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtara-mam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zalimlere can yakan bir azab vardır” der.” (İbrahim 22) 
 
“Bugün beni kınamayın, siz kendi kendinizi kınayın! Zira dünyada iken benim sizin üze-rinizde bir sultam, bir saltanatım, bir gücüm, kuvvetim yoktu. Bir göz kırptım, hemen peşime ta-kılıverdiniz. Kalplerinizin ibresi o kadar zayıfmış ki, hemen peşime düştünüz!” deyince ona ve kendilerine gazaplanacaklar, mahvolacaklar kahrolacaklar. 
 
 
Ali KÜÇÜK




Paylaş

Ziyaretçi Defteri

    Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak için ziyaretçi defterini kullanabilirsiniz.

  • Deftere Yaz / Oku