Köşe Yazıları \ Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?

Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?

“Ey Muhammed, de ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?”
                 (Furkan 77)


Yine dua konusu. Oruçlu dua etmeye çalışacağız. Hele hele iftar vakti yapılan duanın reddedilmeyeceğini söyler Allah’ın Resulü:
 
“Oruçlunun iftar vakti yapmış olduğu duası mutlaka kabul olur.” “İftar zamanı oruçlunun duası reddedilmez .”
(İbni Mâce)
 
Yine Ebu Hureyre’nin rivayet ettikleri bir hadislerinde Allah’ın Resulü şöyle buyurur: “Üç kimsenin duası asla reddedilmez. 
Âdil devlet reisinin duası. 
 

İftar edinceye kadar oruçlunun duası.

     
 3- Zulme uğrayan mazlumun duası.” 
 
Allah bizden dua etmemizi istiyor. Duaya o kadar önem verelim ki, öyle bir dua hayatı uy-gulayalım ki, artık bizim hayatımız hep dua olsun. Yani Allah’la ilişkimizi hiç kesmeyelim. Çünkü dua sürekli Allah’la ilişki içinde olmaktır. Her zaman O’na dua edelim. Hem de isteklerimiz meşru olduğu sürece utanmadan isteyelim O’ndan. “Bu da istenir mi?” demeyelim. İstenilen kim? Allah. Yani anamız değil, babamız değil, ağamız, patronumuz değil. Üstelik biz yalvardıkça bizi seviyor Rabbimiz. Biz ona yöneldikçe, O bizim kendisine yönelmemizden memnun oluyor. Öyleyse he-men yalvaralım, hemen yakaralım.
 
 Karnımız acıktı yalvaralım, susadık yalvaralım, ayakkabımız kayboldu yalvaralım, ayakkabımız bulundu yalvaralım, sıkıntımız var yalvaralım, cennet istiyoruz yalvaralım, cehennemden korkuyoruz yalvaralım, yalvaralım, yalvaralım. . . 
 
Kur’andaki dua modellerini de iyi belleyelim. Kur’andaki dua modelleri yanında bir de Re-sul-i Ekrem Efendimizin dua usullerini, ezkârını iyi belleyelim. Bizim toplumun en büyük hasta-lıklarından biri de duayı bilmemeleridir. Gerçi mekânik bir hayatımız var. İmam bize namazı kıldı-rırken duayı bile biz ona yaptırırız ve biz arkasından amin deriz. Duayı bir başkasına ettirip, ben de arkasından amin dedikten sonra, benim dua yeteneğim kayboluyor demektir. Hacca gidiyor müslümanlar, başlarında birileri var, duayı ona yaptırıyorlar. Kişi kendisi yapmalı aslında duayı. 
 
Hani İsrailoğullarının hastalığıdır, bunu daha önce demeye çalışmıştım. Ağzı kurumuş sanki insanların da kendileri dua edemiyor hep başkalarına dua ettirmeye çalışıyorlar. Aslında müslüman kendi duasını kendisi yapmalıdır. “Ya Rabbi! Bana özgürlük ver! Ya Rabbi bana hür-riyet ver! Ya Rabbi benim ülkeme dirlik düzenlik ver! Ya Rabbi bana cennet ver!” diyemez mi müslümanlar? Elbette herkes söyleyebilir bunu, ama yine de alışmış insanlar, ille de birileri dua edecek, onlar da amin diyecekler. Garip bir şey! 
 
Allah korusun, Hristiyanlıkta olduğu gibi namazını birileri kılıverecek, orucunu birileri tutu-verecek, hatmini, Kur’anını birileri okuyuverecek, duasını birileri yapıverecek, haccını birileri ya-pıverecek, tamam. Hristiyan dünyada olduğu gibi birileri papaz olacak, ötekiler ümmî olacak, gü-nahı oldu mu onun yerine para verecek, namazını kılamadı mı onun yerine para verecek, birileri hallediverecek, Allah korusun böylece din kaybolup gidecektir. Halbuki dua, bizim Allah’la ilişki-mizi sağlayan ve hiç bitmeyen, tükenmeyen bir ibadettir. Dua etmeyi bilmeyen kişi, kulluk da ya-pamaz. İşte namaz bir duadır, hac bir duadır.
 
 Duanız da olmasa Rabbiniz sizi ne yapsın? De ki ey peygamberim, duanız olmasa ne işe yararsınız sizler?  Duanız olmasa Rabbiniz size ne değer ver-sin ki?  Duasız size Rabbiniz niye değer versin de? 
 
Öyleyse dua edin ey Müslümanlar. Hep dua içinde bir hayat yaşayın. Sürekli dua edin Rabbinize. Kendinizi küçük görerek Rabbinizi büyük görerek, ken-dinizi âciz Rabbinizi kâdir görerek, kendinizi muhtaç Rabbi-nizi zengin görerek Rabbinize du edin, âcizliğinizi, zayıflığınızı bilin. Büyük olan Allah’a, Rahmân ve Rahîm olan Allah’a dua edin. Bilin ki dua-nız olmasa Rabbiniz size hiçbir değer vermeyecektir.
                                    
  Ali Küçük

 


Paylaş

Ziyaretçi Defteri

    Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak için ziyaretçi defterini kullanabilirsiniz.

  • Deftere Yaz / Oku